17 Temmuz 2011 Pazar

ONLARI DA UNUTACAKLAR

Yıllardır hemen hemen tüm siyasi partilerin grup salonlarındaki havayı, mitinglerdeki kalabalıktan adım atılamayan meydanları takip etme imkanım oldu. Ampullü bayraklarla donatılmış,hiçbir masraftan kaçınılmamış, hatta gül sularının Diyabakır İstasyon Meydanı’na boca edildiği ve o kokuyla yaz sıcağında bunalan Akpli’lerin Başbakanı büyülenmiş gibi dinlediği anları not ettim.
Öyle bir büyülenmeydi ki o anlar;
Erdoğan’ın “Diyarbakır Cezaevini kapatacağız yerine daha lüksünü daha modernini açacağız” dediği anda bile alkış tufanının nasıl koptuğunu hayretle yazdım bir kenara.
Binlerce insanın oraya acaba ne diyecek ? sorunlarımız,yoksulluğumuz,işsizliğimiz,açlığımız,geleceğimiz,çocuklarımız...?
Kürt- Türk kavgasını bitirmek için neler yapacak sorusunu sormaktan öte, sadece “varız” diyebilmek için geldiğini hatta yevmiye ile getirildiklerine tanık oldum.
Sadece iktidarın değil muhalefetin de peşine düştüm.Kendi çevresini saran bir sarmalın ötesinde ne olup bittiğini göremeyen “mutlu azınlıklara” fotoğrafın hiçte kendi gördükleri gibi olmadığını anlatmaya çalıştım.
CHP otobüsünün içinde Kılıçdaroğlu’nun limonlu ıhlamurla sesini koruma çabasına,yüzündeki seçim heyecanına tanıklık ettim.Tekbaşına kaldığı onca anda, mücadelesine neden diğerlerinin el vermediklerini anlamaya çalıştım.Herkesin bir başka iktidar hesabı olduğunu yazarken altını kalın kalın çizdim.Çalışkanlığın,üretmenin, halka gitmenin  koltukları kapanlar için artık değeri kalmadığını CHP’nin VİP otobüsten inmeye üşenen Genel Başkan Yardımcıları ile gördüm.
Uzun yollar katetmedim aslında bu meslek için.Kısa sayılan binlerce kilometre sadece.Nefes alan her ilçede soluklandım,sessizliğin içinde kaybolmuş her köyde bir ses bulmaya çalıştım.
Güneydoğu’nun, bir kenarda unutulmuş sadece haritadaki isimleriyle varlığından haberdar olunan  köylerine kadar gitme şansı da buldum.Türkiye’de Türkçe konuşamayan ama sımsıcak bakışlarıyla misafirperverliğin dilini bilenlere konuk oldum.Kürt Toplumunun Dili ile Dini arasında şıkışıp kaldığına isimleri zoraki  değiştirilmiş “Cumhuriyet,Atatürk” meydanlarında karar kıldım.
Silopi’nin, başında GRAND yazan Habur’a sadece 10 km mesafedeki otelinde “bu ülkede KÜRT realitesi gözardı edilemez, yoksulluk Kürt Halkı’nın kaderi değildir” diye bağırırken elindeki CHIVAS REGAL kadehini düşürmeyen,rakıya burun kıvaran milletvekilleri ile kadeh tokuşturdum.
Ve o otelin arka bahçesindeki masada şen kahkahalar atarak ertesi gün TBMM’nin kırmızı plakalı aracıyla Sınır Kapısına gidenlerin, Savcının hakimin SKORSKY helikopterle getirildiği anlarda! ne büyük bir başarı kazandıklarına olan inançlarını,Kandil Yolcularını alan otobüsün ön koltuğundaki Milletvekillerinin sevinç gözyaşlarını kaydettim.”Hiçbir şey eskisi olmayacak” dedikleri anlarda haklı olduklarını kendi kendime söyledim,çünkü bu ülkenin gerçekleri o sözlerin anlamını duymamaktı.
Türkiye’nin dört bir yanında turluyor,sorup sorgularken çoğunluk dostluklar kuruyoruz,bir o kadar da düşman kazanıyoruz.Kısacası halkın ne dediğini not ediyoruz. Kimi yükseltip kimi yerdiğini bizden daha iyi bilen çıkmaz herhalde.
Demem o ki herşey hepsi unutuluyor.İnsanoğlu unutmaya programlı ama ya evlat acısı,sadece analarının körpesi miydi bunca yiğit? Bu milletin, bu toprağın senin benim kardeşimiz değiller miydi?Ben kendi adıma kardeş bildim bayrağa sarılan her bir aslanı.Onların düştükleri hain pusuları anlattım unutulacağını bile bile.İçimdeki acıyı,kanayan bir yerlerimi gizleyerek seçtim sözcükleri.Tıpkı bugünlerde diğer arkadaşlarımın yaptığı gibi.
Çünkü bu bir iş değil o acıyı anlatanlar için...Adını bilmediği tanımadığı bir kardeşinin yitip gitmesine tanık olmak,kendini suçlamak birazda...
O yüzden acıtıyor herbirimizin gördüğü,tanık olduğu hep aynı kalan gerçekler.Yıllar geçiyor acılar hep tazeleniyor hep aynı kalıyor.Daha birkaç yıl öncesinde “DAĞLICA,AKTÜTÜN,TEKELİ...”ve diğerleri nasıl artık bu son.hiç birşey eskisi olmayacak analar ağlamayacak denilerek unutulduysa,unutturulduysa “SİLVAN”da unutulacak.
UNUTMAYAN BİR ANALARI,BABALARI, EŞİ ÇOCUKLARI, “MİNİK DAMLA” OLACAK...
BİR DE KİM Mİ DERSİNİZ UNUTAMAYACAK? O HAİN SALDIRININ İZLERİNİ YÜREĞİNE KAZIYARAK ANLATANLAR,KELİMELERİN ANLAMINI YİTİRDİĞİ ANLARDA BOĞAZI DÜĞÜMLENENLER.
YANİ GERÇEĞİ GÖRÜP 13 FİDANININ UNUTULACAĞINI BİLEREK ANLATANLAR...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder