ONLAR...
Kaç zamandır ürkek atıyor adımlarını önümde yürüyenler.
Sık sık arkasına bakıyor hemen karşı kaldırımdaki kız.
Hergün tezgahını açtığı yerde korku duyarak “günaydın” diyor simitçi.
Gazeteyi koltuğunun altından çıkarıp okumak bile istemiyor otobüse yetişme telaşındakiler.
Okula giden servise binmeye,
Okuldaki tenefüse çıkmaya korkuyor.
Kalabalıklardan kaçıyor masum yüzler tıpkı “onların” istedikleri gibi.
Kimse kimseye dost bakmıyor artık bu şehirde.
Korku var şehrin semalarında.
Ağır koku,keskin burnun direğini yakan,ciğerlerini zorlayan türden.
Hiç tanışık olmadığı gürültüyle tanışıyor bu şehir, kulakları sağır eden cinsten.
Yer sallanıyor.Deprem gibi değil bu sallantı.
Korku yürüyor damarlarından yüreğine.
Ne olduğunu sormaktan bile çekiniyor herbiri.
Bir duman kara,kirli ama yoğun.
Şehrin üzerine korkuyla birlikte hakim oluyor o kara duman.
Çoğu anlam veremiyor bu korku havasına.
Patlayanın ne olduğunu bilmiyor daha.
Tüp,lpg,yakıt.. öteki beriki.
Tam da “onların”istediğini yaşıyor bu şehir.
Karmaşa,korku,ölüm,kan,gözyaşı...
Artık hedef her bir hayat.
Hedef artık mutlu sakin hayatlar.
Parkta el ele dolaşma istiyor “onlar”
Dolmuş durağında sevgilini uğurlama istiyor “onlar”
Sinemaya,alışverişe gitme istiyor “onlar”
Bir köşede şehrini havasını içine çekme istiyor “onlar”
Kardeşce yaşama, düşman ol istiyor “onlar”
Ölümlere tanık ol istiyor “onlar”
Çığlıkların kulaklarında yankılanmasını istiyor “onlar”
Yüzleri yok,isimleri yok,düşünceleri yok, sevgileri yok...
Yok “onlar” yoklar...
Korkmayın.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder